Havalar serinledi ve saatler alındı ya artık benim için kara
kış geldi. Mecburi pantolon mevsimi de. Zaten hemen üşüyen bir yapım var, işim gereği de pantolon giymem
daha uygun olunca dikiş makineme hakim olmaya başladığım günlerde direk “ben pantolon dikmeliyim” diye hedefimi
belirledim. Öyle ya yılda toplasan 20 kere etek-elbise giymem. Düşük bel diye
bir şey çıkardılar, belimi çeke çeke bir hal olmuşum. Pantolonlarımı dikmezsem
mendil dikmeye mi aldım bu makineyi? Etrafta herkes hevesimi kırmaya çalıştı,
yok yapamazsın, terziler bile pantolonu zor diker diye. Ben ne formüller
çözmüş, koca fabrika projeleri yapmışım, çizilmiş kumaşı dikmeyi mi beceremeyeceğim diye her
şeye kulaklarımı tıkadım ve böylece pantolonlarımı dikmeye başladım. You tube'un yardımını inkar edemem ama öyle pek
bir numarası da yokmuş.
Bu pantolonumu iki yıl önce diktim ve neredeyse artık
eskittim. Hiç yayınlamadığımı fark ettim. Sonbaharın tüm güzelliğini sizlerle
paylaşmak için de bahane yarattım ve resimledim. Bu sezon yine birkaç tane
dikmek istiyorum. Sandıkta kumaş olarak kalacağına üstümde dursun. O zaman özellikle
fermuar dikişini anlatacağım. Çünkü çok pratik bir yolunu buldum netten. Bu yıl nedense biraz daha üzerime oturuyor. Yaz
boyu dolapta dura dura çekmiş olmalı. Diğer kıyafetlerim de ona özenmiş, hepsi
direnişte. Kalçamı göbeğimi göstermek için uğraşıp duruyorlar.
Bu pantolonumu genelde dar t-shirt-hırka ile giymeyi tercih
ediyorum. Modeli Nisan 2011 Burda’sından ve benim başucu dergim. Hala ne
dikeyim diye ilk ona bakıyorum. Model numarası 131.